Unutkanlık Sorunu ve Uyku Problemleri
Unutkanlık Sorunu ve Uyku Problemleri
Uyku ile hafıza arasındaki bağlantı üzerine yapılan bilimsel araştırmadan kesintisiz uykunun hafızayı güçlendirdiği ortaya çıktı. ABD’de yapılan araştırmaya göre bölünen uyku bilinen nesneleri tanımayı bile zorlaştırıyor.
Tıbbın uyku ile henüz bilmediği çok şey olmakla birlikte artık biliyoruz ki bedenin onarımı çeşitli madde ve hormonların sentezi hafızanın yapılandırılması psikolojik dinlememiz uykunun belli dönemlerinde gerçekleşiyor.
Sürekli uykusu bölünenlerde hafıza problemi olduğu ortaya çıktı!
ABD’nin California eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi’nde fareler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, bölünen uyku bilinen nesneleri tanımayı zorlaştırıyor. İngiliz uyku uzmanlarının da, beynin gün içerisindeki olayları ya da kararları değerlendirmek için derin uykuyu kullandığını söylediğine dikkat çekiliyor.
Ulusal Bilimler Akademisi verilerinin ise, Alzheimer ve uykuda soluksuz kalmak gibi hastalıklarla bağlantılı olan hafıza problemlerini açıklamada yardımcı olabileceği belirtiliyor. Araştırmada, uyanık olma ve uykuda olma durumları arasında kilit rol oynayan bir beyin hücresine odaklanılarak fareler uyurken beyinlerine doğrudan hafif akımlar gönderiliyor ve hayvanlar birini daha önce gördüğü iki nesne olan bir kutuya konuluyor. Araştırma sonucunda, uykusu bölünmemiş fare yeni gördüğü nesneyi incelemek için daha fazla zaman harcarken, uykusu bölünmüş fare iki nesneyle de eşit olarak ilgileniyor.
Araştırmanın lideri Doktor Luis de Lecea, uykunun sürekliliğinin Alzheimer ve yaşla ilgili diğer bilişsel kayıplar dahil bir çok patolojik durumu etkileyen temel faktörlerden biri olduğuna dikkat çekiyor.Ayrıca, bozuk uykunun alkol ve sigara bağımlılığı olan insanları da etkilediğine de özellikle dikkat çekiliyor. Birçok problemde olduğu gibi kandaki alkol oranı risk oranını ciddi ölçüde artırıyor.
Güçlü bir hafıza için yeterli uykuyu almak önemli.
Uyku tekdüze bir süreç değil. Uykuya dalış yüzeyel uyku derin uyku ve rüya ile ilişkili -REM- olmak üzere dört dönemi bulunuyor. Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz yetişkin bir kişinin ihtiyaç duyduğu uyku süreleri ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Uyku süremiz yaşla birlikte değişmekle birlikte herkesin uyku süresi kendine hastır. Bunu değiştirebilmek pek mümkün değildir. Bazı kişiler günde 12 saat bazı kişiler ise 4 saat uykuya ihtiyaç duyarlar. Ancak toplumda bir çok erişkinin ortalama uyku süresi 6- 8 saattir. Yaşla birlikte hem uyku süresinde hem de uyku mimarisinde değişiklikler olur. İnsanlar yaşlandıkça toplam uyku süresinde ve rüyayla alakalı uyku evresinde geçen sürede bir düşüş başlar. Yeni doğmuş bir bebek günde 16 saat uyur rüya ile ilişkili REM dönemi oldukça yoğundur. Buna karşın bebeğin 30 yaşındaki annesi günde altı saat uyur (eğer şanslıysa) ve bu sürenin sadece dörtte birlik bölümünü REM’de geçirir.
Orta yaşlardan itibaren uyku süresinin azalmaya başlamasının yanı sıra uykunun karakteri de değişir. Bu yaşlardaki insanlar rüyayla ilişkili evrede daha az uyurken yüzeysel uyku dönemleri daha uzun sürer. İnsanlar yaşlandıkça daha erken uyuyup daha erken kalkarlar. Gençlerde ise tam tersidir. Gençler gece daha geç saatlere kadar kalırlar ve günün çoğunu uyuyarak geçirirler. Seksenli yaşlarda bu değişiklik daha belirgindir. Gün içindeki uyuklamalarla birlikte günlük toplam uyku süreleri 6- 7 saat olabilir. Bu kişiler gün içinde birçok kez uyuklasalar da bunların toplamı nadiren bir saati geçer. Yaşlıların günde 8- 10 saat uyumaları gerektiği söylemi doğru değildir.”
Tıbbın uyku ile henüz bilmediği çok şey olmakla birlikte artık biliyoruz ki bedenin onarımı çeşitli madde ve hormonların sentezi hafızanın yapılandırılması psikolojik dinlememiz uykunun belli dönemlerinde gerçekleşiyor.
Sürekli uykusu bölünenlerde hafıza problemi olduğu ortaya çıktı!
ABD’nin California eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi’nde fareler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, bölünen uyku bilinen nesneleri tanımayı zorlaştırıyor. İngiliz uyku uzmanlarının da, beynin gün içerisindeki olayları ya da kararları değerlendirmek için derin uykuyu kullandığını söylediğine dikkat çekiliyor.
Ulusal Bilimler Akademisi verilerinin ise, Alzheimer ve uykuda soluksuz kalmak gibi hastalıklarla bağlantılı olan hafıza problemlerini açıklamada yardımcı olabileceği belirtiliyor. Araştırmada, uyanık olma ve uykuda olma durumları arasında kilit rol oynayan bir beyin hücresine odaklanılarak fareler uyurken beyinlerine doğrudan hafif akımlar gönderiliyor ve hayvanlar birini daha önce gördüğü iki nesne olan bir kutuya konuluyor. Araştırma sonucunda, uykusu bölünmemiş fare yeni gördüğü nesneyi incelemek için daha fazla zaman harcarken, uykusu bölünmüş fare iki nesneyle de eşit olarak ilgileniyor.
Araştırmanın lideri Doktor Luis de Lecea, uykunun sürekliliğinin Alzheimer ve yaşla ilgili diğer bilişsel kayıplar dahil bir çok patolojik durumu etkileyen temel faktörlerden biri olduğuna dikkat çekiyor.Ayrıca, bozuk uykunun alkol ve sigara bağımlılığı olan insanları da etkilediğine de özellikle dikkat çekiliyor. Birçok problemde olduğu gibi kandaki alkol oranı risk oranını ciddi ölçüde artırıyor.
Güçlü bir hafıza için yeterli uykuyu almak önemli.
Uyku tekdüze bir süreç değil. Uykuya dalış yüzeyel uyku derin uyku ve rüya ile ilişkili -REM- olmak üzere dört dönemi bulunuyor. Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz yetişkin bir kişinin ihtiyaç duyduğu uyku süreleri ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Uyku süremiz yaşla birlikte değişmekle birlikte herkesin uyku süresi kendine hastır. Bunu değiştirebilmek pek mümkün değildir. Bazı kişiler günde 12 saat bazı kişiler ise 4 saat uykuya ihtiyaç duyarlar. Ancak toplumda bir çok erişkinin ortalama uyku süresi 6- 8 saattir. Yaşla birlikte hem uyku süresinde hem de uyku mimarisinde değişiklikler olur. İnsanlar yaşlandıkça toplam uyku süresinde ve rüyayla alakalı uyku evresinde geçen sürede bir düşüş başlar. Yeni doğmuş bir bebek günde 16 saat uyur rüya ile ilişkili REM dönemi oldukça yoğundur. Buna karşın bebeğin 30 yaşındaki annesi günde altı saat uyur (eğer şanslıysa) ve bu sürenin sadece dörtte birlik bölümünü REM’de geçirir.
Orta yaşlardan itibaren uyku süresinin azalmaya başlamasının yanı sıra uykunun karakteri de değişir. Bu yaşlardaki insanlar rüyayla ilişkili evrede daha az uyurken yüzeysel uyku dönemleri daha uzun sürer. İnsanlar yaşlandıkça daha erken uyuyup daha erken kalkarlar. Gençlerde ise tam tersidir. Gençler gece daha geç saatlere kadar kalırlar ve günün çoğunu uyuyarak geçirirler. Seksenli yaşlarda bu değişiklik daha belirgindir. Gün içindeki uyuklamalarla birlikte günlük toplam uyku süreleri 6- 7 saat olabilir. Bu kişiler gün içinde birçok kez uyuklasalar da bunların toplamı nadiren bir saati geçer. Yaşlıların günde 8- 10 saat uyumaları gerektiği söylemi doğru değildir.”
Uyku Sorunları
- Gündüz uykusu yaşlandırır gece uykusu gençleştirir
- Hep uykulu dolaşıyorum
- İlaçların 10 garip yan etkisi
- Kötü uykunun nedeni bulundu
- Unutkanlık Sorunu ve Uyku Problemleri
- Yeni Bir Kavram: "Uyku Hijyeni"