Seher vakti bereket vaktidir

Seher vakti bereket vaktidir

Vakitlerin hepsini de Rabb'imiz yaratmıştır. Ancak sabahın şafak vakti, vakitlerin en aziz ve mübareğidir. Bu sebeple ayette Rabbi'miz müminleri tarif buyururken:

Onlar seher vaktinde tevbe, istiğfar halinde olurlar, buyurmuştur.
Nitekim namazların en çok sevaplısı da seher vaktinde kılınan namazdır. Bundan dolayı sabah namazını kazaya bırakmak büyük sevabın kaybı demektir. Güneş çıktıktan (kırkbeş dakika sonra) sünnetiyle birlikte kaza etseler de yine vaktinde kılmış olmanın büyük sevabından mahrumiyet söz konusudur.
Cüneyd-i Bağdadi'yi vefatından sonra rüyasında gören bir hürmetkârı sorar:
Üstad der, senin birçok iyiliğin ve faziletin vardı. Kim bilir Rabbim hangisine ne türlü sevaplar lütfeylemiştir.
Şöyle cevap verir büyük veli:
Hepsi bir yana seherde kıldığım iki rekat namaz bir yana!
Efendimiz (sas) Hazretleri de böyle buyurur:
Fecir vaktinde iki rekat dünya ve içindekinden hayırlıdır.
Çünkü dünya ve içindekiler hep dünyada kalır; ama iki rekat namaz yanında ebedi hayatına kadar gidip orada şefaatçi olur.
Evet, seher vakti böyle mübarek ve muazzez bir vakittir. İçindeki ibadetleri bile kat kat yücelten özellik ve güzelliğe sahip bir zaman parçası.
Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahda uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hazret-i Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder. Biri sorar:
Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder. Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden yavruladığı, kasaplık olarak kesilmeyip korunduğu halde bir türlü çoğalmaz, koyun gibi sürüler haline gelemez. Neden acaba?
Hazret-i Mevlana'nın cevabı şöyle olur:
Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir. Bu bereket vaktinde koyunlar asla uyumaz, hep uyanık olurlar. Köpekler ise hiç uyanık olmaz hep uykuya dalar, gaflette olurlar. Onun için koyun nesli seherin bereketine nail olur, köpekler ise bereketsizliğine maruz kalırlar. Böyle izah eder Hz. Mevlana seher vakti uykusunu.
***
Sözü buraya getirmişken fevkalade özel ve güzel bir olayı da arz edeyim izninizle. Bu olay sabah namazının güneşten sonraya kalması halinde sünnetiyle birlikte kaza edilmesi gerektiğine delil olarak kullanılan güzel ve özel bir olay.
Efendimiz (sas) Hazretleri bir gaza dönüşünde gecenin en yorgun saatinde bir bahçelikte mola verir. Askerler hemen uykuya dalar. Efendimiz (sas) de Bilal-i Habeşi'yi nöbetçi bırakarak istirahate çekilir. Ne var ki Efendimiz (sas) gözlerini açtığında güneşin üstlerine doğmuş olduğunu üzüntü ile müşahede eder. Hemen sitem eder:
Ya Bilâl, hani bizi sabah namazına kaldıracaktın ya?
Bir hurma kütüğüne dayanınca uykuya dalmaktan kendine kurtaramayan Bilal cevap verir:
Ya Rasulallah size galip gelen bana da galip geldi!
Bundan sonra hızla buradan uzaklaşan kafile, ileride bir kuyu başına abdestlerini alıp sünnetiyle birlikte sabah namazını kaza ederler. Böylece kazaya kalan sabah namazı öğleden önce kılınacak olursa sünnetiyle birlikte kaza edileceği hükmü de anlaşılmış olur. Belki de bunun böyle bilinmesi için yaşanmış bu olay.
Top