Az uyuyarak çok yaşamak
Az uyuyarak çok yaşamak
Hamburg şehrinin Vechta kasabasında idarecilerden Frank Kaethler, az sayıda çalışana çok iş düşmesi ve yeni memur almak için, yeterli bütçeleri olmaması üzerine, çalışanları öğle yemeğinden sonra yirmi dakika uyumaya teşvik etme projesi hazırlıyor.
Projeye önceleri şüphe ile yaklaşan memurlar, daha sonra yirmi dakikalık bu kestirmeyi yaptıktan sonra daha verimli çalışmaya başladıklarını ve daha mutlu olduklarını fark ediyorlar. Aslında bu, sünnet olan kaylûledir. Endülüs’te bile köylülerin bu tür izinleri var ve bu İspanya’da 800 yıl yaşayan Müslümanlardan kalma derin izlerden...
ABD’de yapılan bir araştırmada, az uykunun ömrü uzattığı belirlendi. Araştırmaya göre, gece 8 saat uyuyan kişilerin ömrü, 7 saat uyuyan kişilere göre 6 yıl içinde yüzde 12 oranında azalıyor. Araştırma, kanseri önleme çalışmaları çerçevesinde Kaliforniya Üniversitesi tarafından yapıldı. Yaşları 30 ile 102 arasında değişen kişiler üzerinde yapılan araştırmayı yürüten psikiyatri profesörü Dr. Dainel Kripke, “5, 6 veya 7 saat uyuyan kişilerin endişelenecek bir şeyleri yok. Bu insanların 8 saat uykuya ihtiyaçları bulunmuyor. Ayrıca 8 saat uykunun, 6 veya 7 saat uykudan daha iyi olduğunu gösteren bir delil de yok.” dedi. Araştırma uzun uykunun kanser ve kalp rahatsızlığı riskini artırdığını ortaya koyuyor. Ayrıca Fransız uyku araştırmacısı Pierre Fluchaire, Edison’un günde sadece iki saat uyuduğunu söylüyor. “İyi yaşamak için iyi uyku ” ve “Uyku devrimi” kitaplarının yazarları Fluchaire, iki saat uyumasına rağmen Edison’un 84 yıl yaşadığını hatırlatarak, “Az uyku zannedildiği gibi yıpratıcı değil.” diyor. Fluchaire’in kendisi de günde dört saat uyuyor. Bunu sistemli olarak takip ettiği bir metot sayesinde başardığını, aynı yolu izleyen herkesin bu neticeye erişebileceğini yazıyor. Ama işin en önemli tarafı öğle uykusu.. Yarım saat veya 20 dakika öğle uykusu Fluchaire’ye göre gece dört saat uyuyan bir insanı bütün gün zinde tutuyor. Zira öğle uykusundan, beyin hafif uyku halini andıran dalgalar yayıyor, bu dalgalar ise vücudu çok dinlendiriyor.
Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri, 1930’larda yazdığı Lemalar isimli eserinde “Kaylûle (öğle uykusu), hem ömrün, hem rızkın artmasına sebeptir. Çünkü yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna denk gelir.” diyor.
Bu hususta İslam büyüklerinin hayatına baktığımızda anlatılanlara tam uyduğunu yani onların çok az uyuduklarını görürüz. Mesela Bediüzzaman Hazretleri için Barla ahalisi diyorlar ki: “Üstad’ı, geceleri Dershane–i Nuriye’nin önündeki bir şecere–i mübareke olan çınar ağacının dalları arasında bulunan kulübecikte, sabahlara kadar tesbihat ile, ezkâr ile terennüm eder görürdük. Hele bahar ve yaz mevsimlerinde bu muhteşem ağacın binlerce dalları arasında şevk ve cezbe içinde uçuşan kuşlar arasında Üstad’ın böyle sabahlara kadar çalışmasını görürdük de; ne zaman uyur ne zaman kalkar, bilemezdik!.”
Emirdağ’da ve Afyon hapsinde kendisiyle beraber bulunan Bayram Yüksel: “Üstad’ın bulunduğu koğuşa gittiğimizde arı kovanı gibi seslerin geldiğini duyardık. Bu sesler Üstad’ımızın evrad, ezkâr, dua ve niyaz sesleri idi. Gecenin hangi saatinde baksak ışığın yandığını görür, zikir sesleri işitirdik.(…) Üstad’ımız, bir insana kâfi gelmeyecek kadar az yer ve az uyurdu. Bize de ‘Fıtrî uyku beş saattir.’ derdi. Yaz ve kış âdetini hiç değiştirmez, teheccüt namazını devamlı kılar, münâcat ve evradlarını asla terk etmezdi.’ diyor.
Uzun ömür yaşamış insanların bilhassa bereketli hayat geçirenlerin yaşayış tarzları incelendiğinde her zaman uykudan tasarruf ettikleri görülecektir.
Projeye önceleri şüphe ile yaklaşan memurlar, daha sonra yirmi dakikalık bu kestirmeyi yaptıktan sonra daha verimli çalışmaya başladıklarını ve daha mutlu olduklarını fark ediyorlar. Aslında bu, sünnet olan kaylûledir. Endülüs’te bile köylülerin bu tür izinleri var ve bu İspanya’da 800 yıl yaşayan Müslümanlardan kalma derin izlerden...
ABD’de yapılan bir araştırmada, az uykunun ömrü uzattığı belirlendi. Araştırmaya göre, gece 8 saat uyuyan kişilerin ömrü, 7 saat uyuyan kişilere göre 6 yıl içinde yüzde 12 oranında azalıyor. Araştırma, kanseri önleme çalışmaları çerçevesinde Kaliforniya Üniversitesi tarafından yapıldı. Yaşları 30 ile 102 arasında değişen kişiler üzerinde yapılan araştırmayı yürüten psikiyatri profesörü Dr. Dainel Kripke, “5, 6 veya 7 saat uyuyan kişilerin endişelenecek bir şeyleri yok. Bu insanların 8 saat uykuya ihtiyaçları bulunmuyor. Ayrıca 8 saat uykunun, 6 veya 7 saat uykudan daha iyi olduğunu gösteren bir delil de yok.” dedi. Araştırma uzun uykunun kanser ve kalp rahatsızlığı riskini artırdığını ortaya koyuyor. Ayrıca Fransız uyku araştırmacısı Pierre Fluchaire, Edison’un günde sadece iki saat uyuduğunu söylüyor. “İyi yaşamak için iyi uyku ” ve “Uyku devrimi” kitaplarının yazarları Fluchaire, iki saat uyumasına rağmen Edison’un 84 yıl yaşadığını hatırlatarak, “Az uyku zannedildiği gibi yıpratıcı değil.” diyor. Fluchaire’in kendisi de günde dört saat uyuyor. Bunu sistemli olarak takip ettiği bir metot sayesinde başardığını, aynı yolu izleyen herkesin bu neticeye erişebileceğini yazıyor. Ama işin en önemli tarafı öğle uykusu.. Yarım saat veya 20 dakika öğle uykusu Fluchaire’ye göre gece dört saat uyuyan bir insanı bütün gün zinde tutuyor. Zira öğle uykusundan, beyin hafif uyku halini andıran dalgalar yayıyor, bu dalgalar ise vücudu çok dinlendiriyor.
Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri, 1930’larda yazdığı Lemalar isimli eserinde “Kaylûle (öğle uykusu), hem ömrün, hem rızkın artmasına sebeptir. Çünkü yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna denk gelir.” diyor.
Bu hususta İslam büyüklerinin hayatına baktığımızda anlatılanlara tam uyduğunu yani onların çok az uyuduklarını görürüz. Mesela Bediüzzaman Hazretleri için Barla ahalisi diyorlar ki: “Üstad’ı, geceleri Dershane–i Nuriye’nin önündeki bir şecere–i mübareke olan çınar ağacının dalları arasında bulunan kulübecikte, sabahlara kadar tesbihat ile, ezkâr ile terennüm eder görürdük. Hele bahar ve yaz mevsimlerinde bu muhteşem ağacın binlerce dalları arasında şevk ve cezbe içinde uçuşan kuşlar arasında Üstad’ın böyle sabahlara kadar çalışmasını görürdük de; ne zaman uyur ne zaman kalkar, bilemezdik!.”
Emirdağ’da ve Afyon hapsinde kendisiyle beraber bulunan Bayram Yüksel: “Üstad’ın bulunduğu koğuşa gittiğimizde arı kovanı gibi seslerin geldiğini duyardık. Bu sesler Üstad’ımızın evrad, ezkâr, dua ve niyaz sesleri idi. Gecenin hangi saatinde baksak ışığın yandığını görür, zikir sesleri işitirdik.(…) Üstad’ımız, bir insana kâfi gelmeyecek kadar az yer ve az uyurdu. Bize de ‘Fıtrî uyku beş saattir.’ derdi. Yaz ve kış âdetini hiç değiştirmez, teheccüt namazını devamlı kılar, münâcat ve evradlarını asla terk etmezdi.’ diyor.
Uzun ömür yaşamış insanların bilhassa bereketli hayat geçirenlerin yaşayış tarzları incelendiğinde her zaman uykudan tasarruf ettikleri görülecektir.