Kara Ayıların Mucizevi Uyku Sırrı
Kara Ayıların Mucizevi Uyku Sırrı
Son yıllarda bilim adamları, ayıların kış uykusu süresince nasıl sağlıklı kalabildiklerini araştırıyor ve ayıların fizyolojik özelliklerinden tıp alanında yararlanmanın yollarını arıyorlar. Michigan Teknoloji Üniversitesi’nde sürdürülmekte olan araştırmanın hedefi, ayıların kemik metabolizmasını inceleyerek, halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoza çare bulmak.
Kemiklerimiz, yaşamımız boyunca sürekli yenileniyor. Ne var ki yaşlılık, hareketsizlik gibi nedenlerle kemik yıkımı artıyor, yenilenme azalırsa kemik dokusunda zayıflama meydana geliyor. Ancak Amerikan Kara Ayı, aylar süren kış uykusu boyunca hemen hemen hiç hareket etmediği halde, kemik yoğunluğunda önemli bir azalma olmuyor. Oysa benzer bir süreyi yatağa bağımlı şekilde geçirecek bir insanın kemiklerinin, kraker kıvamına geleceği ve kolayca kırılacağı öngörülüyor.
Michigan Teknoloji Üniversitesi’nde yayımlanan makaleye göre, ayının kış uykusu süresince kemik yıkımında artış oluyor, ama kemik üretimi sabit kalıyor. Hareketsiz kalan insanlarda da yıkım artıyor, ama üretim sabit kalmıyor, azalıyor. Hayvanın tekrar hareketlenmesiyle birlikte, üretim de en üst düzeye ulaşabiliyor, böylece kemikler hızlı bir biçimde eski durumuna geliyor. Buna karşın yaralanma, sakatlanma gibi nedenlerden dolayı uzun süre hareketsiz kalan ve hızlı bir biçimde kemik kaybına uğrayan bir insanın kemikleri, tam olarak eski durumuna dönmeyebiliyor.
Kara Ayı, kış uykusu süresince beslenmiyor. Peki kemik üretimi için gerekli olan kalsiyum nereden sağlanıyor? Donahue, kemik yıkımı sonucunda ortaya çıkan kalsiyumun geri dönüşüm yoluyla tekrar vücuda kazandırıldığını ve kemik yapımında kullanıldığını düşünüyor. Onu böyle düşünmeye iten neden, Kara Ayı’nın, kış uykusu süresince boşaltım fonksiyonlarını yerine getirmiyor olması. Seth Donahue, düşüncelerini şöyle ifade ediyor: “Bizi en çok ilgilendiren kısım, kalsiyum çevriminin nasıl yapıldığı. Bu büyük olasılıkla belirli hormonlar tarafından düzenleniyor”.
Birçok insan, düzenli egzersiz yaptığı zaman kendini formda hisseder. Oysa Kara Ayı, aylar süren kış uykusundan kalktığı zaman epey “formda” oluyor. 2001’de Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kış uykuları boyunca hemen hiç hareket etmeyen Kara Ayıların kas güçlerinde ve dokularında belirgin bir kayıp olmuyor.
Wyoming Üniversitesi’nden Henry Harlow ve araştırma ekibi, gözlemledikleri Kara Ayılar’ın kış uykuları sırasında kas güçlerinin yüzde 22’sini, proteinlerinin de yüzde 10-15’ini kaybettiklerini belirlediler. Aslında bu rakamlar oldukça şaşırtıcı; çünkü, benzer bir süreyi yatağında geçirecek bir insan, kas gücünün yüzde 85’ini ve proteinlerinin ise yüzde 90’ını kaybediyor! Daha önceki yıllarda fizyolog Edgar Folk, zehirli bir madde olan ve normalde vücuttan atılan ürenin, kış uykusundaki ayının boşaltım sisteminden geri emildiğini keşfetmişti. Üredeki azot tekrar vücuda kazandırılıyor ve protein yapımında kullanılıyordu. İnsanlardaysa böyle bir sistem bulunmamaktadır. İnsanın, kısa bir süre boşaltım sistemi çalışmasa bile, zehirli ürenin kanda birikmesi sonucunda ölür. Henry Harlow ürenin, ayının protein gereksiniminin bir kısmını sağladığını ve bunun yanında başka kaynaklardan da protein elde edildiğini düşünüyor. Harlow’a göre, acil protein ihtiyacı durumunda kendi incebağırsaklarını sindiren bazı tür yılanlar gibi, ayılar da vücutlarındaki bazı kasları tüketiyor olabilirler.
Bilim adamları, ayıların gövdelerine yerleştirdikleri küçük termometrelerden elde ettikleri verilere dayanarak, Kara Ayılar’ın uykularında düzenli olarak titredikleri sonucuna vardılar.Ayılar uykuları süresince gövdelerinde depolanan yağları tüketiyorlar ve çok fazla kilo kaybediyorlar. Yağ ile beslendikleri için kolestrol düzeyleri kış mevsiminde, yaz mevsimindekinin iki katına çıkıyor. Buna rağmen onlarda damar sertliği ve yüksek düzeyde kolestrol sonucunda oluşan safra taşları görülmüyor. Tıbbi araştırmalara göre ayının gövdesinde üretilen safra asidi, safra taşlarını yok ediyor!
Ayılardaki bu inanılmaz dönüşümü çözmeye çalışan bilim adamları, kış uykusuna yatan ayıları zaman zaman uyudukları yerden alarak testler yapıyor ve daha sonra tekrar aynı yere yerleştiriyor.
Uyudukları yerden dışarı çıkarılan ayıların gün ışığında bile hareketsiz olarak uyumaları ve tepki vermemeleri dikkat çekti.
Kemiklerimiz, yaşamımız boyunca sürekli yenileniyor. Ne var ki yaşlılık, hareketsizlik gibi nedenlerle kemik yıkımı artıyor, yenilenme azalırsa kemik dokusunda zayıflama meydana geliyor. Ancak Amerikan Kara Ayı, aylar süren kış uykusu boyunca hemen hemen hiç hareket etmediği halde, kemik yoğunluğunda önemli bir azalma olmuyor. Oysa benzer bir süreyi yatağa bağımlı şekilde geçirecek bir insanın kemiklerinin, kraker kıvamına geleceği ve kolayca kırılacağı öngörülüyor.
Michigan Teknoloji Üniversitesi’nde yayımlanan makaleye göre, ayının kış uykusu süresince kemik yıkımında artış oluyor, ama kemik üretimi sabit kalıyor. Hareketsiz kalan insanlarda da yıkım artıyor, ama üretim sabit kalmıyor, azalıyor. Hayvanın tekrar hareketlenmesiyle birlikte, üretim de en üst düzeye ulaşabiliyor, böylece kemikler hızlı bir biçimde eski durumuna geliyor. Buna karşın yaralanma, sakatlanma gibi nedenlerden dolayı uzun süre hareketsiz kalan ve hızlı bir biçimde kemik kaybına uğrayan bir insanın kemikleri, tam olarak eski durumuna dönmeyebiliyor.
Kara Ayı, kış uykusu süresince beslenmiyor. Peki kemik üretimi için gerekli olan kalsiyum nereden sağlanıyor? Donahue, kemik yıkımı sonucunda ortaya çıkan kalsiyumun geri dönüşüm yoluyla tekrar vücuda kazandırıldığını ve kemik yapımında kullanıldığını düşünüyor. Onu böyle düşünmeye iten neden, Kara Ayı’nın, kış uykusu süresince boşaltım fonksiyonlarını yerine getirmiyor olması. Seth Donahue, düşüncelerini şöyle ifade ediyor: “Bizi en çok ilgilendiren kısım, kalsiyum çevriminin nasıl yapıldığı. Bu büyük olasılıkla belirli hormonlar tarafından düzenleniyor”.
Birçok insan, düzenli egzersiz yaptığı zaman kendini formda hisseder. Oysa Kara Ayı, aylar süren kış uykusundan kalktığı zaman epey “formda” oluyor. 2001’de Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kış uykuları boyunca hemen hiç hareket etmeyen Kara Ayıların kas güçlerinde ve dokularında belirgin bir kayıp olmuyor.
Wyoming Üniversitesi’nden Henry Harlow ve araştırma ekibi, gözlemledikleri Kara Ayılar’ın kış uykuları sırasında kas güçlerinin yüzde 22’sini, proteinlerinin de yüzde 10-15’ini kaybettiklerini belirlediler. Aslında bu rakamlar oldukça şaşırtıcı; çünkü, benzer bir süreyi yatağında geçirecek bir insan, kas gücünün yüzde 85’ini ve proteinlerinin ise yüzde 90’ını kaybediyor! Daha önceki yıllarda fizyolog Edgar Folk, zehirli bir madde olan ve normalde vücuttan atılan ürenin, kış uykusundaki ayının boşaltım sisteminden geri emildiğini keşfetmişti. Üredeki azot tekrar vücuda kazandırılıyor ve protein yapımında kullanılıyordu. İnsanlardaysa böyle bir sistem bulunmamaktadır. İnsanın, kısa bir süre boşaltım sistemi çalışmasa bile, zehirli ürenin kanda birikmesi sonucunda ölür. Henry Harlow ürenin, ayının protein gereksiniminin bir kısmını sağladığını ve bunun yanında başka kaynaklardan da protein elde edildiğini düşünüyor. Harlow’a göre, acil protein ihtiyacı durumunda kendi incebağırsaklarını sindiren bazı tür yılanlar gibi, ayılar da vücutlarındaki bazı kasları tüketiyor olabilirler.
Bilim adamları, ayıların gövdelerine yerleştirdikleri küçük termometrelerden elde ettikleri verilere dayanarak, Kara Ayılar’ın uykularında düzenli olarak titredikleri sonucuna vardılar.Ayılar uykuları süresince gövdelerinde depolanan yağları tüketiyorlar ve çok fazla kilo kaybediyorlar. Yağ ile beslendikleri için kolestrol düzeyleri kış mevsiminde, yaz mevsimindekinin iki katına çıkıyor. Buna rağmen onlarda damar sertliği ve yüksek düzeyde kolestrol sonucunda oluşan safra taşları görülmüyor. Tıbbi araştırmalara göre ayının gövdesinde üretilen safra asidi, safra taşlarını yok ediyor!
Ayılardaki bu inanılmaz dönüşümü çözmeye çalışan bilim adamları, kış uykusuna yatan ayıları zaman zaman uyudukları yerden alarak testler yapıyor ve daha sonra tekrar aynı yere yerleştiriyor.
Uyudukları yerden dışarı çıkarılan ayıların gün ışığında bile hareketsiz olarak uyumaları ve tepki vermemeleri dikkat çekti.
Konular
- Fazla Uykunun Psikolojik Zararları
- Gece Uykudan Uyanıp Yemek Yeme Neyin Habercisi?
- Horlama ile Uyku Apnesinin Farki Nedir?
- Karbonhidratlı Beslenmemek Uykusuzluğa Yol Açar mı?
- Kuşların Uykusunun Geldiği Nasıl Anlaşılır?
- Diş Çıkarırken Çocuklarda Uykusuzluk
- Sabah Namazının Farzı ile Sünneti Arasındaki Uyku
- Uyku Veren Yiyecekler
- Uyku Yapan Yiyecekler
- Uykudan Uyanamama
- Uyku Bir Kantar, Uyudukça Artar
- Sabah Uykudan Uyanamamak
- İkindi Uykusu Neden Zararlı?
- Uykusu Ağır Olanlar İçin Dua
- Kaç Saat Uyku Yeter?
- İdeal Uyku Kaç Saat?
- Uyku Veren Yiyecek ve İçecekler
- Polifazik Uyku Nedir?
- Çocuklarda İkindi Uykusu Zararlı mı?
- Bebeklerde Uyku Yapan İçecekler
- Epilepsi Uykuda Yaşanır mı?
- Geceleri Uykuda Bağırmak ve Kavga Etmek
- Teheccüd Namazı İçin Uykudan Kalkmak Şart mı?
- Uykuda Nasıl Yağ Yakabilirim?
- Uykuda Nefes Alamama
- Yemekten Sonra Uykunun Gelmesi
- Gece Işıkta Uyumak Kansere Yol Açıyor
- Düzensiz uyku, kansere yol açıyor
- Uyku ve Kanser
- KARANLIKLAR HORMONU-MELATONİN